Siz hiç incir ağacının çiçek açtığını gördünüz mü?
2015
Mekâna özgü enstalasyon, kurşun kalem çizim, alçı döküm, fresk, video, taze incirler, mermer, plastik, metal, slayt gösterimi, bölgedeki ağaçlardan toplanmış ve kurutulmuş incir yaprakları
1983, İstanbul doğumlu Algün Ringborg, Stockholm’de yaşıyor ve çalışıyor. Sanatçının çok yönlü pratiği, öznellik, kültürel farklılıklar ve karşılaşmalar ile dil meselelerine yoğunlaşıyor. Algün Ringborg, İstanbul’da, ADAHAN Otel 104B numaralı odada, arzu, cinsellik ve utanç etrafında kurgulanan Siz hiç incir ağacının çiçek açtığını gördünüz mü? başlıklı mekâna özgü yeni bir enstalasyon sergiliyor. Eski ismi Sykai olan Galata eskiden bir incir tarlasıydı ve sırtları incir ağaçlarıyla doluydu. Algün Ringborg’un çalışması, incir ağacı ve incir yapraklarıyla dolu bu tarladan yola çıkıyor ve İstanbul’da ortaya çıkan nezihleştirme sürecini ve bitkisel yaşamın yıkımını vurgulayan jestlerin kümelendiği bir biçime bürünüyor. Bu çalışma ayrıca, kadın cinselliğinin sembolü olan meyveyi ve utanmanın sembolü olarak da incir yaprağını ele alıyor. Algün Ringborg, otel odasında, Masaccio’nun cennetten kovulan ve utançla örtünerek kaçan Âdem ve Havva’nın freskinin (1424–1425) bir kopyasını yaptırdı; 1857’de Kraliçe Victoria, Michelangelo’nun eseri Davud’un bir kopyasını geri çevirdi ve Davud’un cinsel organlarını örtmesi için bir incir yaprağı yaptırdı. Yine de incir ağaçları iki üretken döngünün merkezinde yer alır: Dişi yabanarısıyla dişi incir ağacı arasındaki çiftleşme, ağacın yaşam döngüsünü devam ettirir; dişi yabanarısının çift cinsiyetli incirle ilişkisi ise yabanarısının yaşam döngüsünü sürdürür. Yabanarısı incirin deliğinden içeri girerken, karnı patlar, kanatları düşer ve ölür.
Sanatçının ve Galerie Nordenhake’nin izinleriyle.
Huma Kabakcı ve SAHA – Çağdaş Sanatı Destekleme Girişimi’nin destekleriyle üretilmiştir.
Have you ever seen a fig tree blossom?
2015
Site–specific installation, graphite drawing, plaster cast, fresco, video, fresh figs, marble, plastic, metal, slide show, dried fig leaves collected from local fig trees
Born in Istanbul in 1983, Algün Ringborg lives and works in Stockholm. Her multifaceted practice concentrates on issues of subjectivity, cultural differences and encounters, and language. In Istanbul, Algün Ringborg presents a new site-specific installation around desire, sexuality and shame, titled Have you ever seen a fig tree blossom?, in room 104B at the ADAHAN Hotel. Galata, previously called Sykai, used to be a fig orchard, its hillside covered with fig trees. Algün Ringborg’s work is predicated on this orchard, the fig and the fig leaf, and takes the form of a constellation of gestures which underlines the gentrification processes occurring in Istanbul, and the destruction of its plant life. Also, it approaches the fruit as a symbol of female sexuality and the fig leaf as a symbol of shame. In the hotel room, she commissioned a copy of Masaccio’s fresco (1424–1425) of Adam and Eve’s expulsion from Paradise; in 1857, Queen Victoria refused a replica of Michelangelo’s David, and had a fig leaf made to cover his genitals. Yet fig trees are at the centre of two generative cycles: the intra-action between the female wasp and the female fig maintains the life cycle of the tree; while the female wasp to hermaphrodite fig relationship maintains the life cycle of the wasp. As the wasp crawls through the hole of the fig, she busts her abdomen, drops her wings and dies.
Courtesy the artist and Galerie Nordenhake, Berlin/Stockholm.
Produced with the support of Huma Kabakcı and SAHA – Supporting Contemporary Art from Turkey.